Okuyunca biraz kanınız donacak ama insanlığın geldiği yeri de görmek açısından tüyler ürpertici bir hikâye.
Ve bu hikâye, pek çok kişinin kabuslarına neden oldu.
Nathaniel Bar Jonah’ın hayatı, doğduğu 1957 yılından itibaren normal görünüyordu.
Ancak çocukluğunda başlayan garip davranışlar, büyüdükçe daha korkunç bir hâle dönüştü. Altı yaşından itibaren yaralarını koparıp derisi iltihap olana kadar kan emiyordu. Henüz küçük bir çocukken bile hayvanlara karşı acımasızca davranıyor, bu da ileride daha büyük ve korkunç olayların habercisi oluyordu.
Nathaniel’in ilk ciddi suçu 17 yaşındayken işlendi.
Massachusetts’te bir çocuğu kaçırdı ve ona işkence etti. Cinsel saldırıda bulundu, boğdu. Çocuk ölüm noktasına yakın şekilde arabada bulundu. Yakalanarak tutuklanan Nathaniel, mahkeme tarafından cinsel suçlardan suçlu bulundu. Bu, onun suç kariyerinin başlangıcıydı. Hapse atılmasına rağmen, serbest bırakıldığında yeniden suç işlemeye devam etti.
9 yaşında bir kızı polis memuru kılığına girerek kaçırdı. Yine tutuklandı, şartlı tahliye ile serbest kaldı. Sonrasında başka bir kızı kaçırdı. 70 kilo hâli ile çocuğun göğsünde defalarca zıpladı ve bagajına atarak uzaklaştı.
1991’de adı değiştirilmiş olarak Montana’ya taşındı ve burada sakin bir yaşam sürmeye çalıştı.
Ancak geçmişi peşini bırakmadı. 1999’da bir çocuk kaybolduğunda Nathaniel tekrar şüpheli hâle geldi. Polisin yaptığı aramalarda, onun evinde korkunç keşifler yapıldı. Çocukların giysileri, kemikler ve diğer korkunç deliller bulundu.
Polis araştırmaları derinleştikçe, Nathaniel Bar Jonah’ın insan eti yediği ve bu eti komşularına servis ettiği iddiaları ortaya çıktı. Bu iddialar, onun ne kadar korkunç bir insan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Nathaniel, bu suçlardan dolayı yargılandı ve 130 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Nathaniel Bar Jonah, 2008 yılında hapishanede kalp krizinden öldü.
Ancak hikâyesi, geride bıraktığı dehşetle yaşamaya devam ediyor. Onun hikâyesi, sadece işlediği suçların değil aynı zamanda toplumun karanlık bir yanını da ortaya koyuyor. İnsanların yüzleşmek istemediği bu gerçek, Nathaniel Bar Jonah’ın adı anıldığında herkesin tüylerini diken diken etmeye devam ediyor.
Nathaniel Bar Jonah’ın hikâyesi, sıradan bir insanın nasıl canavara dönüşebileceğinin en korkunç örneklerinden biri. Onun hikâyesi, insan doğasının karanlık derinliklerine ışık tutarak, hepimize içimizdeki karanlıkla yüzleşmemiz gerektiğini hatırlatıyor.